Hayvan kafeleri, Japonya'da viral bir trendden biyoçeşitliliğe tehdit haline geldi

Tokyo, 29 Temmuz (EFEAGRO).- Japonya'da su samuru, kapibara ve yılanlarla birlikte insanların görüntüleri, birçok kişinin taklit etmek istediği viral bir trend haline geldi. Ancak hayvanları ve insanları birbirine yakınlaştırdığı düşünülen bu görünüşte zararsız uygulama, bazı türler için tehdit oluşturabilir.

Tokyo'nun moda ve alternatif kültürünün merkezi olan Harajuku gibi hareketli bölgelerinde, asıl ilgi odağı mutfakları değil, bir fincan çay veya bira eşliğinde etkileşim kurabileceğiniz hayvanlar olan kafeler görmek yaygındır.

Kyoto Üniversitesi Yaban Hayatı Araştırma Merkezi'nde doçent olan Mayako Fujihara, EFE'ye verdiği demeçte, "Evcil hayvan ve egzotik hayvan kafeleri artık Japonya'da çok popüler ve birçok kişi onları ziyaret ediyor. Sahipleri, işletmelerinin yaban hayatının yok olma riski veya yasadışı ticaretle bağlantılı olduğuna inanmıyor, ancak bu büyük bir endişe kaynağı," dedi.

Türlerin yasadışı ticareti ve biyolojik çeşitliliğe yönelik tehditler

Bu artan eğilim, kamuoyunda vahşi hayvanların evcil hayvanlar gibi muamele görebileceği gibi yanlış bir izlenime yol açabilir; bu, bazı türler için uzun vadede ciddi sonuçlar doğurabileceği göz önüne alındığında endişe verici bir gelişmedir.

Tokyo gibi popüler şehirlerdeki kafelerde kullanılmak üzere egzotik hayvanlara olan talebin artması, yakınlardaki Güneydoğu Asya ülkelerinden türlerin yasadışı ticaretini körükleyebilir.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) 2019 tarihli son araştırmasına göre bölge, küresel yasadışı yaban hayatı ticaretinin dörtte birini oluşturuyor.

Fujihara, yasadışı ticaretin artmasının "gelecekte biyolojik çeşitlilik üzerinde olumsuz bir etkisi olacağını", özellikle de koruma altındaki veya nesli tükenme tehlikesi altında olan türler söz konusu olduğunda bunun kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Fujihara'nın Tayland'ın farklı bölgelerindeki su samurlarından alınan DNA'yı, Japonya'daki egzotik kafelerde, hayvanat bahçelerinde ve akvaryumlarda bulunan örneklerle karşılaştıran son çalışmasının odak noktası budur.

"Hayvanat bahçelerindeki su samurları Tayland kökenli, ancak kafelerdeki su samurları çoğunlukla Tayland'ın yasadışı ticaret açısından yüksek riskli bölgelerinde bulunan ve Japonya gümrüğü tarafından havaalanlarında ele geçirilen hayvanlarla uyuşuyor" diye açıkladı.

Hayvanları insanlara yakınlaştırma girişimi başarısız oldu

Bazı kafe sahipleri bu kafeleri karlı bir iş olarak görürken, bazıları ise çalışmalarının türlerin korunmasına ve bakımına katkıda bulunduğuna, halka nadir hayvanlarla etkileşim kurma fırsatı sunduğuna ve insanlarla hayvanları birbirine yakınlaştırdığına inanıyor.

Ancak bunlar hayvanat bahçesi veya akvaryum değil ve hayvanların tutulduğu koşullar doğal ortamlarından farklı" diye vurguladı Kyoto Üniversitesi profesörü.

Esaret altında yaşayan vahşi hayvanların boyutları olması gerekenden çok farklıdır çünkü hareket edecek alanlarının çok kısıtlı olduğu, insanların onlara dokunduğu, sarıldığı ve sevdiği çok küçük alanlarda yaşarlar ve bu da stres seviyelerini artırabilir.

Fujihara, ayrıca "Etraflarında yiyecek veya içecek tüketmek, insanlar ve hayvanlar arasında hastalık bulaşma riskini artırabilir" dedi ve eğer birincil amaçları hayvanlara yardım etmek ve onları topluma yakınlaştırmaksa, bunu yapmanın başka, daha uygun yollarını bulmaları gerektiğine inandığını belirtti.

Japon düzenlemesi

Japonya'da evcil hayvan kafelerinin işleyişini düzenleyen özel bir yasa bulunmamaktadır.

Bu yerlerde sergilenen ve etkileşimde bulunulan türlerin tedavisi ve bakımı, yalnızca evcil hayvanları koruyan Hayvan Refahı Kanunu tarafından düzenlenir; ancak bu işletmelere gelen daha egzotik türler de bu kanunun kontrolü altına girer.

Fujihara, bu tesisleri düzenleyen bir yasanın olmaması ve buralarda egzotik ve nesli tükenmekte olan türlerin bulunmasının sektör profesyonelleri için büyük bir endişe kaynağı olduğunu belirtti.

Buna rağmen, nesli tehlike altında olan türler, yabani hayvan ve bitki türlerinin uluslararası ticaretinin bu türlerin varlığını tehdit etmemesini sağlamak amacıyla tasarlanmış uluslararası bir anlaşma olan Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES) ile korunmaktadır.

Fujihara ayrıca halkın evcil hayvan kafeleriyle ilgili risklerin farkına varması ve bunun sonucunda daha sıkı denetimlerin yapılması ve yaban hayatı koruma çalışmalarının iyileştirilmesi umudunu dile getirdi.