Avrupa’da temiz ısı çağrısı: Sektör, uygun fiyat ve net politikalar talep ediyor

Sektör temsilcileri, enerji güvenliğini artırmak, ısıtma maliyetlerini düşürmek ve iklim hedeflerine ulaşmak adına temiz ısının ekonomik olarak daha uygulanabilir hale getirilmesi gerektiğini vurguladı. Avrupa’da ısıtma ve soğutma, toplam enerji tüketiminin yaklaşık yarısını oluşturuyor. Ancak bu enerjinin yüzde 70’i hâlâ fosil yakıtlardan sağlanıyor. Clean Heat Europe Kampanya Yöneticisi Joel Boehme, bu durumun hem çevresel hem de ekonomik açıdan sürdürülemez olduğunu vurgulayarak, “Avrupa’da temiz ısı için iş modelini güçlendirmek, hem maliyetleri düşürür hem de Avrupa’nın enerji bağımsızlığına katkı sağlar. Aynı zamanda bu alandaki sanayi liderliğimizin korunmasına yardımcı olur.” ifadelerini kullandı.
Manifestoyu imzalayan şirketler, ısı pompaları, merkezi ısıtma sistemleri ve güneş enerjisi çözümlerinde lider konumda. Ancak bu teknolojilerin yaygınlaşması önünde bazı temel sorunlar bulunuyor:
- Üye ülkeler arasında farklılık gösteren düzenlemeler ve karmaşık izin süreçleri,
- Temiz ısı teknolojilerinin hâlen fosil sistemlere kıyasla daha maliyetli olması,
- Gelişmemiş ısı ve elektrik altyapısının yeni çözümlerin önünü tıkaması.
Sektörden dört temel talep
Clean Heat Europe’un yayımladığı sekiz sayfalık manifesto, Avrupa Komisyonu’na yönelik dört temel talebi içeriyor:
İstikrarlı ve tutarlı politikalar: Sektör, Yeşil Mutabakat kapsamındaki 2030 hedeflerinin eksiksiz uygulanmasını ve 2040 için net, güvenilir hedefler konulmasını talep ediyor. Ayrıca fosil yakıtlara verilen sübvansiyonların sona erdirilmesi ve şehirlerde bölgesel ısıtma planlarının zorunlu hale getirilmesi çağrısında bulunuluyor.
Tüketici maliyetlerinin azaltılması: Temiz ısı sistemlerinin yaygınlaşmasının önündeki en büyük engel olan yüksek maliyetlere çözüm olarak, elektrikli ısıtma çözümleri üzerindeki vergi yükünün azaltılması ve kullanıcıların dinamik, rekabetçi tarifelere erişimi öneriliyor.
Yatırım ve finansman desteği: Yüksek kurulum maliyetleri ve altyapı yatırımları için AB düzeyinde kapsamlı yatırım programlarının devreye alınması talep ediliyor. Özellikle Emisyon Ticaret Sistemi’nden (ETS2) elde edilen gelirlerin bu alana yönlendirilmesi öneriliyor.
İdari ve altyapısal engellerin kaldırılması: Uzayan onay süreçleri ve yetersiz şebeke altyapısı, projelerin önündeki en büyük bürokratik engeller olarak öne çıkıyor. Manifesto, planlama süreçlerinin sadeleştirilmesini ve elektrik-ısı şebekelerinin sistematik olarak geliştirilmesini istiyor.
Sektörün yayımladığı manifesto, temiz ısının yalnızca iklim değişikliğiyle mücadele için değil, aynı zamanda sosyal adalet ve ekonomik kalkınma için de kritik öneme sahip olduğunu ortaya koyuyor. Avrupa’da her hane için uygun fiyatlı, güvenilir ve sürdürülebilir ısıtma sistemleri yaratmak, sadece enerji politikası değil, aynı zamanda toplumsal refah politikası olarak da ele alınıyor.
temizenerji