BM Uzmanı Fosil Yakıt Sanayisi için Ağır Cezalar Talep Etti

Birleşmiş Milletler’in (BM) önde gelen uzmanlarından biri, iklim krizi hakkında dezenformasyon yayanlara karşı cezai yaptırımlar getirilmesini ve fosil yakıt endüstrisinin lobi faaliyetleri ile reklamlarının tamamen yasaklanmasını talep etti.
BM İnsan Hakları ve İklim Değişikliği Özel Raportörü Elisa Morgera, dün Cenevre’de genel kurula sunduğu yeni raporunda; ABD, Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya ve diğer zengin fosil yakıt ülkelerinin uluslararası hukuk uyarınca 2030 yılına kadar petrol, gaz ve kömürü tamamen aşamalı olarak terk etmekle yükümlü olduklarını hatırlattı. Morgera, bu ülkelerin bu süreçte zarar gören topluluklara tazminat ödemeleri gerektiğini savundu.
Kaya gazı, petrol kumları ve gaz yakmanın yasaklanması gerektiğini savunan Morgera, yanı sıra fosil yakıt aramaları, sübvansiyonlar, yatırımlar ve gelecekteki nesilleri kirli ve giderek daha maliyetli petrol, gaz ve kömüre bağımlı hale getirecek sahte teknolojik çözümlerin de son bulması gerektiğini belirtti.
“Bu Ülkeler Yaygın İnsan Hakları Zararlarını Önlemedikleri için Sorumludur”İskoçya’da bulunan Strathclyde Üniversitesi’nden küresel çevre hukuku profesörü de olan Morgera, fosil yakıtların insan hakları üzerine etkilerine dair ezici kanıtlar bulunmasına rağmen eyleme geçilmediğini vurgulayarak şunları söyledi: “Bu ülkeler, fosil yakıtların çıkarılması, kullanımı ve atıklarından kaynaklanan iklim değişikliği ve karşı karşıya olduğumuz biyolojik çeşitlilik kaybı, plastik kirliliği ve ekonomik eşitsizlikler gibi gezegensel krizler sonucunda ortaya çıkan yaygın insan hakları zararlarını önlemedikleri için sorumludur.”
Fosil Yakıt Sanayisi İklim Eylemini Sistematik Olarak EngelliyorRaporda, fosil yakıt endüstrisinin neredeyse tüm insan hakları üzerinde yarattığı ciddi, geniş kapsamlı ve birikimli zararlara dair çok sayıda kanıta yer veriliyor. Bu haklar; yaşam hakkı, kendi kaderini tayin hakkı, sağlık, gıda, su, barınma, eğitim, bilgiye erişim ve geçim kaynakları gibi temel hakları kapsıyor.
Morgera, ekonomilerimizin tamamen “fosilsizleştirilmesi” gerektiğini savunuyor. Ona göre, yalnızca temiz enerjiye geçiş de fosil yakıtların neden olduğu yaygın ve artan zararları durdurmak için yeterli değil.
Mevcut uluslararası insan hakları hukukuna uymak için devletlerin, vatandaşlarını fosil yakıtların yol açtığı yaygın zararlar hakkında bilgilendirmeleri ve petrol, gaz ile kömürün aşamalı olarak bırakılmasının iklim kriziyle mücadelede en etkili yol olduğunu anlatmaları gerekiyor.
Morgera ayrıca halkın, fosil yakıt sanayisinin ve müttefiklerinin son 60 yıldır bu bilgiye erişimi ve anlamlı iklim eylemlerini sistematik olarak nasıl engellediklerini bilmeye hakkı olduğunu savunuyor. BM raportörüne göre, devletler, fosil yakıt reklamlarını ve lobiciliğini de yasaklamalı. Yanı sıra Morgera, medya ve reklam şirketleri tarafından yapılan yeşil aklama faaliyetlerinin suç sayılması gerektiğini ve iklim savunucularına yönelik saldırılara karşı ağır cezalar uygulanması gerektiğini de savundu.
Dünyanın dört bir yanındaki topluluklar, deniz seviyesinin yükselmesi, çölleşme, kuraklık, buzulların erimesi, aşırı sıcaklıklar, seller ve diğer iklim kaynaklı etkiler nedeniyle giderek artan tehditlerle karşı karşıya. Bunlara ek olarak fosil yakıtların her aşamasıyla bağlantılı ölümcül hava kirliliği, su kıtlığı, biyolojik çeşitlilik kaybı ve yerli ile kırsal halkların zorla yerinden edilmesi gibi sorunlar da yaşanıyor.
“Fosil Yakıt Sanayisi Tazminat Ödemeli”Öte yandan fosil yakıt ve petrokimya şirketleri büyük kârlar, sübvansiyonlar, vergi kaçınma düzenekleri ve uluslararası yatırım hukuku kapsamında aşırı koruma elde etmiş durumda. Ancak tüm bunlara rağmen enerji yoksulluğunu ve ekonomik eşitsizlikleri azaltmakta hiçbir ilerleme kaydetmediler.
Rapora göre, 2023 yılında dünya genelinde petrol ve gaz şirketleri 2,4 trilyon dolar, kömür şirketleri ise 2,5 trilyon dolar kazanırken OECD üyeleri ve 48 diğer ülkede 2023 yılında toplamda 1,4 trilyon doları aşan fosil yakıt sübvansiyonlarının kaldırılması, tek başına 2030 yılına kadar emisyonları %10 oranında azaltabilecek.
Bu sübvansiyonların yeniden yönlendirilmesi, zengin fosil yakıt üreticisi devletlerin, gelişmekte olan ülkelerin fosil yakıtları aşamalı olarak bırakmalarına yardım etme yönündeki yasal yükümlülüklerini yerine getirmelerine ve ayrıca yol açmaya devam ettikleri yaygın insan hakları ihlalleri ve çevresel zararlar için maddi ve diğer telafileri sağlamalarına katkı sağlayacak.
Tazminatlar, aynı zamanda fosil yakıt şirketlerinin neden olduğu zararlar için ceza uygulanması, sektörün vergi kaçırma ve vergi kaçınma uygulamalarının sıkı denetlenmesi ve servet ile ani kâr vergilerinin getirilmesiyle finanse edilebilecek. Raporda ayrıca devletlerin, sanayinin iklim uyumu, azaltım ve kayıp-zarar konularını finanse etmesini, iklim süper fonları ya da doğrudan etkilenen toplulukların erişebileceği diğer mekanizmalar aracılığıyla zorunlu kılınabileceği vurgulanıyor.
“Yenilenebilir Enerjiye Geçiş Artık Daha Ucuz”Morgera’ya göre, fosil yakıt operasyonları için haksızca el konulan topraklar temizlenmeli, restore edilmeli ve eğer geri almak isterlerse yerli halklara, Afrika kökenli topluluklara ve köylülere iade edilmeli; aksi takdirde adil bir şekilde tazmin edilmeli.
Guardian’a konuşan Morgera, yenilenebilir enerji temelli bir ekonomiye geçişin artık hem daha ucuz hem de toplumlar için daha sağlıklı bir seçenek olmaya başladığını belirterek ekledi: “Bu geçiş, şu anda iklim değişikliği etkilerine müdahale, sağlık harcamaları ve fosil yakıt şirketlerinden kaybedilen vergi gelirlerini telafi etmek için harcanan vergi mükellefi parasında ciddi tasarruflar sağlayabilir. Bu, insan sağlığına yapabileceğimiz en büyük katkı olabilir. Bu geçişin radikal ve gerçek dışı görülmesinin nedeni, fosil yakıt şirketlerinin bunu öyle göstermek konusunda son derece başarılı olmalarıdır.”
iklimhaber