Dil Seçin

Turkish

Down Icon

Ülke Seçin

Turkey

Down Icon

Halk desteği zayıflayan rejim dışarıya taviz verir

Halk desteği zayıflayan rejim dışarıya taviz verir

Enerji bir silah mı? Aslında bu sorunun cevabını, Enerji Günlüğü yazarlarımızdan Hüseyin Ortak son yazısında vermişti. Enerjinin sadece kendisi değil, geçiş güzergahları dahil her şeyi silah, hem de nükleer silah mübarek!

Son olarak İsrail-İran kapışması ve ABD müdahalesinde bu durumu çok açık olarak görme fırsatımız oldu.

Ana konumuz savaş değil, o yüzden çok kısa geçeceğim.

İran’ın nükleer silah sahibi olması ABD ve Avrupa ülkeleri tarafından istenmediği için (buna bizim gibi başka ülkeler de dahil ama Batı bloğu kadar saldırgan değiller, ihaleyi onlara bırakıyoruz) tetikçi İsrail üstüne düşeni yaptı ve İran’a saldırdı. Tahran gereğini yaptı, İsrail’e füze yağdırmaya başladı. Ama iş kısa sürede bitmedi. ABD devreye girip gereğini yapmaya çalıştı. Defter şimdilik kapandı.

Bu savaşın bize gösterdiği bazı konular oldu.

İsrail askerî güçlü olabilir ama düşünüldüğü kadar da değilmiş. En gurur duyduğu hava savunma sistemi, sadece İran’ın sınırlı saldırısına bile 10 gün dayanabildi. ABD desteği olmasa ve Hamas da devreye girmiş olsa, sistem tümden yetersiz kalacaktı, o görüldü.

Aynı zamanda kara savaşına girmiş olsa ve karşısında İran’dan daha modern bir ordu olsa Tel Aviv iyice çuvallayabilirdi. Elinde son derece teknolojik bir ordu bulunduğu kesin. Ama bunun oldukça küçük ve çok yeterli bir ordu olmadığı da ortada.

İran ise Rusya’nın başka bir versiyonu olarak karşımıza çıktı. Ordu büyük ama hantal ve eski teknolojiye mahkûm kalmış durumda. Uzun kara savaşını sürdürebilir ama teknolojik savaşta sınıfta kaldığını söylemek yanlış olmaz. Hele ABD üslerine göstermelik saldırısı komik ötesiydi. Eskiden aile ziyaretlerine gitmeden önce, çocuklar gönderilir, “müsaitseniz annemler gelecek” diye haber verilirdi ya, işte o hesap...

İran, aynı şekilde haber vererek, müsaadenizle birkaç füze sallayabilir miyim şeklinde bir saldırı gerçekleştirdi, Trump da alaycı bir şekilde Tahran’a teşekkür etti ve savaş bitti.

Gelelim asıl konumuza.

Rusya, Ukrayna savaşı sırasında enerjiyi bir silah olarak kullanmaya kalktı ve kaybetti. (Biraz da mecbur bırakıldı ama oyuna gelmeyebilirdi).

Sadece enerjiyi değil kritik öneme sahip ticari metaları silah olarak kullanmaya kalktığınızda, egemen güç değilseniz kaybetmeye mahkumsunuz.

Güveni kaybedince, uzun soluklu ticaret ortağı veya günümüz anlayışıyla ifade edecek olursak “Çözüm Ortağı” olma niteliğinizi kaybediyorsunuz. Yine malınızı satarsınız ama aynı fiyata değil, daha düşük fiyata... Üstelik ticari ilişkinin sürekliliğini de koruyamazsınız, gün var beş gün yok tarzı satışlar yapabilirsiniz sadece.

İran, kısa süren savaşta aynı duruma düşürüldü. Hürmüz Boğazını kapatarak, petrol ve doğal gaz konusunda ciddi bir sıkıntı yaratabilirdi, bu yönde göstermelik girişimlerde de bulundu ama sonunu getirmedi, getirmeyeceği de belliydi.

İran, Hürmüz boğazını kapatsa tüm körfez ülkelerini tamamen karşısına alacak, hatta onlar ile de çatışmak zorunda kalacaktı. Bu da zaten epey sıkıntıda olan dünya ekonomisini hepten zor durumda bırakacağı için karşı cephenin genişlemesine yol açacaktı. Hepsinden önemlisi, zaten sıkıntı içinde olan İran ekonomisi iyice berbat hale gelecek, içeride muhalif hareketler artacaktı.

Peki, neydi İran’ı bütün bunları yapmaktan alıkoyan, durduran.

Ekonomik sorunlar mı? Eskimiş, yıpranmış, sınırlı yeteneklere sahip ordusu mu?

Hayır…

İran’ı uzun vadeli bir savaştan ve ABD’ye karşı durmaktan uzak tutan şey molla rejiminin içerideki zayıflığı, bıçak sırtında duran iktidarıydı.

ABD, Rusya üzerinde gerçekleştirdiği oyun gibi, her türlü kazanacağı bir durum yarattı, İran’ı mecbur bıraktı.

İran savaşı göze alsa rejim yıkılacak, mollalar gidecek, savaşmasa, rejim bir süre daha kalacak belki ama iyice rezil olacak, nükleer yeteneklerini önemli oranda kaybedecek ve zayıf düşecek.

Mollalar, rejimi kaybetmektense, rezil olmayı, iyice güçten düşmeyi ve ulusal çıkarları hiçe saymayı yeğleyerek, savaşı kısa kestiler, enerjiyi ise silah olarak kullanmayı göze almadılar.

Ülke içinde iktidar, gücünü yitirmiş, halk desteğini kaybetmiş, son dönemlerini yaşıyorsa, yani zayıf noktası, doğrudan iktidarı yitirme kaygısının kendisi haline gelmişse, dış politikada her türlü tavizi vermeye açık hale geliyor, ülkeyi düşürdüğünüz durum önemini kaybediyor.

İşte İran’ı, göstermelik füze saldırıları ve boş laflardan öteye geçmeyen tehditlerden bir adım ileriye geçirmeyen nokta tam da bu idi.

İçeride halk desteğini kaybeden molla rejimi, ömrünü bir nefeslik daha uzatmak için ülke çıkarlarından ödün üzerine ödün vermeye devam edecek.

enerjigunlugu

enerjigunlugu

Benzer Haberler

Tüm Haberler
Animated ArrowAnimated ArrowAnimated Arrow