Hatay Havalimanı'nın aynı yere yapılmasına uzmanlar tepkili

6 Şubat 2023 tarihli depremlerde hasar gören Hatay Havalimanı, birinci etap çalışmalarının tamamlanmasının ardından 1 Eylül günü yeniden açıldı.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan, yapımının tartışılmaya başlandığı 2001'den itibaren yanlış zemin seçimi nedeniyle uzmanların uyarılarda bulunduğu havalimanının yeniden inşa çalışmalarına ilişkin olarak, "Olası bir depremde bu havalimanının yeniden hasar göreceğini, oradaki insanlarımıza hizmet edemeyeceğini, bu yatırımın gereksiz olduğunu, Hatay’da onlarca yer varken havalimanı için burada ısrar etmenin yanlış olduğunu yeniden belirtmek istiyoruz” dedi.
CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara ise, "Bu havalimanının bir depremde değilse bile bir yağışta yeniden kullanılamaz hale geldiğini görmemiz çok olasıdır. Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun büyük öz güvenle ‘Depremde yıkılmayacak, su basmayacak’ gibi açıklamalarını kuşkuyla karşılıyoruz” ifadelerini kullandı. Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür de “Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar elde edilemez. Çünkü karşınızda büyük bir deprem tehlikesi var” uyarısında bulundu.
DEPREMDE ÇÖKTÜ, UÇUŞLARA KAPATILDI6 Şubat 2023 yılında Maraş merkezli meydana gelen ve toplamda 11 ili etkileyen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerde Hatay Havalimanı ağır hasar gördü. 3 kilometre uzunluğunda ve 45 metre genişliğindeki beton pist büyük hasar aldı. Hatay Havalimanı’nın pisti uçuşlara kapanırken terminal binası çevresindeki toprak zeminde de 2 metreye yakın çökmeler yaşandı.
Depremde havalimanının hasar görmesi, insanların göçük altında yaşam mücadelesi verdiği, dakikaların, saniyelerin önem taşıdığı kriz anında, büyük zaman kaybına yol açtığı, ulaşması gereken yardımların gecikmesine neden olduğu gerekçesiyle siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarınca eleştirildi.
Depremin ardından Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) koordinesinde İGA ekipleri 3 kilometrelik pistte tamirat, bakım ve temizlik çalışması yaptı. Depremden 6 gün sonra dönemin Ulaştırma ve Altyapı Bakanı olan Adil Karaismailoğlu "Hatay Havalimanı pistindeki bütün hasarları hızlıca onardık” diyerek havalimanının uçuşlara yeniden açıldığını duyurdu. Ancak açıklamanın yapıldığı 12 Şubat 2023 tarihinden bu yana Hatay Havalimanı’nda uçuşlar fiili olarak yapılmıyor. Yolculara uçuştan sadece 4-5 saat önce gelen mesaj ile biletler iptal ediliyor ve yolcular Adana Havalimanı’na ya da Gaziantep Havalimanı’na yönlendiriliyor.
ADRESE TESLİM İHALEBu süreçte Hatay Havalimanı’nın yeniden onarımı için 12 Ekim 2023’te ihale düzenlendi. Kamu İhale Kanunu'na (KİK) göre üç ihale usulü var. Bunlar belli istekliler arasında ihale, açık usul ve pazarlık usulü şeklinde. Kamu İhale Kanunu’nun esas usul olarak belirlediği ve rekabete imkan sağlayan yöntem; “açık ihale”. Havaalanı onarımı için ise istisnai bir yöntem olarak öngörülen rekabetsiz ve kapalı olarak gerçekleşen “pazarlık usulü” tercih edildi. Kamuoyunda “adrese teslim ihale” olarak bilinen bu yöntemle gerçekleştirilen ihale sonucunda, havaalanı onarım işi, TİMTAŞ Grup İnşaat Anonim Şirketi ve Silahtaroğlu Mühendislik İnşaat Anonim Şirketi iş ortaklığına verildi. 7,2 milyar TL’lik sözleşme, 13 Kasım 2023’te imzalandı. İhalenin bitiş tarihi ise 20 Mart 2026.
Son olarak Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Hatay Havalimanı’nda birinci etap çalışmalarının bittiğini ve ilk uçusun 1 Eylül’de yapıldığını açıkladı.
“NEDEN BU GÖL HAVZASI?”Söz konusu süreç hakkında “Havalimanının yeniden hizmete açılması için harcanan miktarın kamuoyuyla paylaşılmasını istiyoruz” talebinde bulunan Türk Mimarlar ve Mühendisler Odası (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan, “Tektonik bir göl havzası olduğu bilinmesine rağmen burada ısrar edilmesinin nedeninin ortaya koyulması gerek. Neden bu göl havzası? Neden tektonik bir göl havzası havalimanı olarak seçildi. Buradaki planlama yanlışlıklarının ortaya çıkarılması gerek. Ayrıca olası bir depremde buranın tekrar hasar görmesi durumunda lojistik hizmetler havadan nasıl sağlanacak? Buna ilişkin alternatif bir çalışma yapılmış mı? Bunların açıklanmasını istiyoruz” dedi.
"Hatay Havalimanı en başında zaten yanlış yer seçimi üzerine inşa edilmiştir" diyen Alan sözlerine şöyle devam etti:
"Hatay Havalimanı’nın bulunduğu yer, Amik Gölü’nün havzasıdır. 6 Şubat depremlerinde pistin büyük bir kısmı yarıldı. Pist bölümü başta olmak üzere havalimanı zarar gördü. Bu nedenle oradaki insanlarımıza lojistik hizmet ulaştırılmasında kullanılamadı.
Pistin bulunduğu kısmın özellikle batı bölümü olduğu gibi Doğu Anadolu Fayı ile Ölüdeniz Fayı’nın kesişim noktası üzerinde yer alıyor. Doğu Anadolu Fay Hattı’nın kırılması nedeniyle bu havalimanı hasar gördü. Bunun pist bölümleri de dahil olmak üzere Hatay Havalimanı’nı Amik Gölü üzerinden kaldırılarak daha doğuda zemin özellikleri açısından daha uygun bir alan üzerine taşınmasını önerdik. Ancak Ulaştırma Bakanlığı bu önerimizi pas geçti. Bu havalimanı herhangi bir deprem olmazsa hizmet vermeye devam edecek bir sonraki depreme kadar. Biz oradaki riskin bitmiş olmadığını, Ölüdeniz Fayı’nın olduğu gibi durduğunu ve son yüz yıllarda orada bir kırılma yaşanmadığını ve bunun kırılması durumunda bu havalimanının ciddi hasar alacağını, lojistik hizmetleri yine sunamayacağını bildirdik. Bunu bir tarafa bıraktılar, ihale ettiler ve yüksek maliyetlerle havalimanını tekrar hizmete açtılar. Hatay’da onlarca yer varken havalimanı için burada ısrar etmenin yanlış olduğunu yeniden belirtmek istiyoruz.”
CİDDİ BİR ÖZEN GEREKİRProf. Dr. Naci Görür de havaalanı zemininde hiçbir şekilde sıvılaşma olmamasının gerektiğini kaydederek, şunları kaydetti:
“Başka türlü orada bir havaalanı yapılmamalı. Hatay bir levha sınırı ve bir deprem kuşağı. Yani doğrudan doğruya Ölüdeniz, Doğu Anadolu Fayı'nın Afrika, Arap ve Anadolu levhasındaki sınırı. Çok özel bir yer. Burada bu levhaların hareketi ile enerji sürekli olarak buradaki yapıları etkileyecektir ve hiç beklemediğiniz anda deprem tehlikesi ile karşı karşıya kalacaksınız demektir. Özel bir yer olduğu için de burada özel olarak tasarım gerekli, özel yapı malzemesi, özel mühendislik hizmeti gerekli. Rastgele yapmak mümkün değil. Levha sınırı olduğu için özellikle ciddi bir özen göstermek gerekir. Herhangi bir havaalanında yaptığınız şeyleri burada yaptığınız zaman bu yeterli olmayacak demektir. Hatay Havalimanı’nın bulunduğu zemin sürekli hareket halindedir ve sürekli gerilim biriktirmektedir. Bunun için burada yapacağınız her yapının her mühendislik hizmetinin deprem dirençli olması için çok özen gösterilmesi şarttır.”
"AYNI ŞEYLERİ YAPARAK FARKLI SONUÇLAR ELDE EDİLEMEZ"Olası bir depremde Hatay Havalimanı’nda 6 Şubat depremlerinde karşılaştığımız tablo ile karşılaşma ihtimalinin çok kuvvetli olduğunun altını çizen Görür, şunları kaydetti:
"Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar elde edilemez. Çünkü karşınızda büyük bir deprem tehlikesi var. Bu bölgede aynı şeyleri yaparsak er geç aynı şeyler başımıza gelecektir. Levha sınırlarında mühendislik yapıları yapmak özen gerektirir, özel ihtimam ve sağlam zemin gerektirir. Ama kısa bir zaman içerisinde herhangi bir yerde yaptığınız bir mühendislik yapısı olarak imal ediyorsanız ileride benzer sorunlarla karşılaşacaksınız demektir."
"BAKAN’IN ‘YIKILMAYACAK, SU BASMAYACAK’ AÇIKLAMALARINI KUŞKUYLA KARŞILIYORUZ"CHP Hatay Milletvekili Nemin Yıldırım Kara da Hatay Havalimanı projesinin yer seçimi itibarıyla en başından beri hatalı olduğunu vurgulayarak, “Dönemin Çevre Bakanı Veysel Eroğlu’nun ifadesiyle ‘sosyal baskılar sonucunda’ hayata geçirilmiş bir proje. Havalimanı inşaatı için Mustafa Kemal Üniversitesi tarafından hazırlanan ÇED raporu onaylanmış ancak 2003 yılında Adana Bölge Mahkemesi yürütmeyi durdurmuştu” dedi.
6 Şubat’taki deprem sonucunda havalimanının pistinin yarıldığını ve neredeyse tümüyle kullanılamaz hale geldiğini anımsatan Kara, “Buna rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 13 Mart’ta Hatay’ı ziyaret ettiğinde havalimanını bir hafta içinde kullanıma açtıklarını söyleyebildi. Havalimanının ne zaman uçuşlara hazır hale geleceğine ilişkin tarih de sürekli ertelendi. 2024 ve 2025 yılına ait yatırım programlarına bakıldığında, bu proje için 12 milyar liralık bir ödenek tahsis edildiği; 3 milyar 138 milyon lirası 2024 yılı içinde olmak üzere kümülatif olarak 5,6 milyar lira harcandığı; 2025 yılında da 4,6 milyarının kullanılmasının planlandığı görülüyor. Ancak Kamu İhale Platformuna göre, PAT sahalarının onarımını da içeren 2 milyon metrekare büyüklüğündeki projenin Silahtaroğlu Mühendislik İnşaat şirketine verildiğini görüyoruz. Bu şirket ise fırtınada dış kaplamaları zarar gören AFAD Genel Müdürlük binasının ve yine depremde büyük hasar alan Tarsus-Adana-Gaziantep otoyolunun ihalesini kazanmış şirket. Dolayısıyla Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun büyük bir öz güvenle ‘Depremde yıkılmayacak, su basmayacak’ gibi açıklamalarını kuşkuyla karşılıyoruz. Bu kuşkularımızı gidermek için 2023’ün temmuz ayında bakanlığa yönelttiğimiz, beş sorudan oluşan soru önergesine ‘Gerekli çalışmalar yapılacaktır’ gibi bir yanıt vermekle yetinmişlerdi” dedi.
HAVALİMANININ GEÇMİŞİ2001 yılında inşaatına başlanan havaalanı 9 Aralık 2007 tarihinde tamamlanarak hizmete girdi.
Havalimanı inşasından önce ve sonra yapılan pek çok bilimsel araştırmada Hatay Havaalanı’nın jeomorfolojik özelliklerden kaynaklanan taşkın, zemin özelliklerinden kaynaklanan deprem riski altında olduğu uyarıları yapıldı ve bunlara bağlı ortaya çıkabilecek deprem, sel ve taşkından da büyük derecede etkileneceği kaydedildi. Birinci dereceden deprem riski olan bir bölgede yer alan havalimanının olası bir depremde hasar göreceği, çökeceği veya yıkılacağı uzmanlar tarafından sıkça ifade edildi.
TEMA Vakfı, 2001 yılında havalimanının inşasına karşı dava açtı. 2003 yılında TEMA Vakfı davayı kazandı. Ancak Çevre ve Orman Bakanlığı karara itiraz etti. Danıştay’a kadar taşınan dava sürecinin ardından Bakanlığın ısrarı sonucunda havalimanı inşaatına yeni bir ÇED raporu hazırlanarak devam edildi.
Söz konusu tartışmalar nedeniyle 2004 yılında dönemin Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, “En fazla taşkın olduğu dönemde dahi bu saha su altında kalmayacaktır” şeklinde tespit yaptı ancak havalimanını açıldıktan sadece 2 yıl sonra su bastı. Devam eden yıllarda da havalimanını meydana gelen yağışların ardından pek çok kez su bastı.
BirGün