Dil Seçin

Turkish

Down Icon

Ülke Seçin

Turkey

Down Icon

İşgal yasası geri çekilene kadar buradayız!

İşgal yasası geri çekilene kadar buradayız!

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'na bugün gelmesi beklenen ve yaşam savunucularının ‘işgal yasası’ olarak nitelendirdiği torba yasanın görüşmeleri ertelendi.

Ancak ülkenin dört bir tarafından Ankara’da buluşarak Meclis kapısında nöbet tutan yurttaşların torba yasaya karşı direnişi sürüyor. Torba yasaya karşı kurulan ‘Toprağımızı Vermiyoruz’ kampanya grubundan yapılan yazılı açıklamada, “Yasa Meclis’e geldiği sürece biz, Meclis’in önünde, içinde, her yerinde, vekillerin soluduğu nefeste bile olmaya devam edeceğiz” denildi.

Meclis’te halk olmadan, halka rağmen bir yasa çıkarılmak istendiğini belirtilen açıklamada, “Buğdayını tarlada, doğumdaki ineğini ağılda bırakmış; işyerinden zor bela izin almış; iş güç, gece gündüz demeden yollara düşen insanlar bir aydır Ankara yolunu aşındırdı. Eskişehir, Uşak, Kütahya, Balıkesir, Artvin, Kırşehir, Aydın, Muğla ve İstanbul’dan yollara düştük. Yurdun dört bir yanından daha nicemizin gözyaşı ve selamıyla! Öyle bir torba yasa ki: içine ülkenin tüm doğal alanları konmuş; ormanlar, meralar, sulak alanlar, özel çevre koruma bölgeleri, zeytinlikler, kıyılar, dağlar... Maden ve enerji yatırımları için ülkenin korunması gereken tüm alanlarını hızla çöle dönüştürecek bir düzenleme bu! Hatta, kendi evimiz, arsamız, bağımız, bahçemiz bile risk altında” ifadeleri yer aldı.

DOĞA HEDEFTE

“Hem doğanın hem de insanın hedef alındığı bir yasa teklifi bu!” denilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Sermayenin kazmasının ucu nereye değerse, orası artık şirket arazisi sayılacak. Bu yasa geçerse, kamulaştırma belgesi artık tapunun yerini alacak. Bir sabah uyanacağız ve o topraklar artık bizim olmayacak! Muğla’nın Menteşe, Milas ve Yatağan ilçelerinde tam 48 köyün, binlerce insanın evini, toprağını, mezarlığını, zeytin ağacını içine alan ve hepsini hiçe sayan haritalar hazırlandı bile; yasanın ekine kondu. İlk darbeyi, Milas İkizköy ve Yatağan Turgut alacak. Ardından Muğla’nın 48 köyünde 3 bin 346 insan, evinden, toprağından, geçmişinden koparılacak, göçe zorlanacak. Bu büyüklükte göç ancak savaş zamanlarında olur.”

TOPRAK İŞGALİ

Memleket topraklarının işgalinin önünün açılmak istendiğine dikkat çekilen açıklamanın devamında şöyle denildi:

“Bu yasayla sadece bir bölgeyi değil, memleket topraklarının tamamını işgal etmenin önü açılıyor. Mülksüzleştirmenin yeni biçimi bu. Adı konmamış bir zorunlu göç hareketi başlatılıyor. Biz, bu yasaya hem doğa hem insanlık adına karşıyız. Bu düzenleme geçerse hem doğa hem tüm varlığımızla biz insanlar yok sayılacağız. Ve biz buna boyun eğmeyeceğiz.”

ZMO: BU YASA CEHENNEME GİDEN SON VİRAJ

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO), TBMM gündemindeki “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” adlı torba yasa hakkında açıklama yayımlayarak teklifin derhal geri çekilmesini talep etti. ZMO, bu teklifin kamu yararına değil, yalnızca birkaç maden ve enerji şirketinin özel çıkarlarına hizmet ettiğini vurguladı.

Teklif yasalaşırsa neler olacağı şu maddelerle sıralandı:

-Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB), diğer bakanlıkların üstünde konumlandırılmak isteniyor. Yerel yönetimlerin planlama yetkileri merkezi yönetime devrediliyor. İmar planı ve ruhsat düzenlemeleri ETKB tarafından yapılabilecek; böylece kaçak yatırımlara af getirilecektir.

-Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG), ormanlar üzerindeki yetkileri devralarak kurum görüşü almadan maden tahsisi yapabilecek. Ormanlar MAPEG’e ücretsiz devredilecek, bu durum yangın riskini ve denetimsizliği artıracaktır.

-Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’ya, 2030 yılı sonuna kadar acele kamulaştırma yetkisi veriliyor. Bu, mülksüzleştirmeyi hızlandıracak, toplumsal barışa zarar verecektir.

-Cumhurbaşkanlığı’na bağlı yeni bir kurul, şirketlerin önünü açmak için oluşturulacak. Tarım ve Orman Bakanlığı bu kurulda yer almıyor; yani tarımsal alanların korunması tamamen göz ardı ediliyor.

-ÇED süreçleri işlevsiz hale getiriliyor. “ÇED gerekli değildir” kararlarıyla denetim dışı yatırımlar teşvik ediliyor. ÇED süreci şirketler lehine kısaltılıyor, yatırımcılara sınırsız yetki veriliyor.

-Rehabilitasyon yükümlülüğü yalnızca kâğıt üstünde kalıyor. Bugüne dek şirketlerin bu taahhütleri denetlenmemiştir; teklif, sadece kamu gelirlerini artırma görüntüsü veriyor.

TARIM VE ORMAN BAKANI'NA ÇAĞRI

Tarım ve Orman Bakanı’na çağrı yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Toprakları, tarım alanlarını, meraları, ormanları ve su havzalarını korumak anayasal ve yasal olarak sizin sorumluluğunuzdadır. Bu yasa ile bakanlığınızın yetkileri açıkça devre dışı bırakılıyor. Sessizliğiniz, bu talana rıza göstermek anlamına gelmektedir. Bakanlık olarak bu teklifin geri çekilmesi için açık tutum alın.”

Yine komisyonun sağlıklı işlemediği belirtilen açıklamada milletvekillerine hayır oyu vermesi içi çağrı yapıldı:

“Tarım, Orman ve Çevre Komisyonlarının teklifi ayrıntılı olarak ele almamış olması büyük bir sorumsuzluktur. Sessiz kalmanız, 'zımni onay' olarak yorumlanacaktır. Anayasaya ve yargı kararlarına açıkça aykırı bu düzenlemeye 'hayır' deyin. Kamu yararını değil, şirketlerin çıkarlarını gözeten bu teklif, doğayı, tarımı ve toplumu yok edecektir. Bu yasa, Anayasa’nın hukuk devleti, çevre hakkı, toprak mülkiyeti, eşitlik, temel haklar ve kamu yönetimiyle ilgili birçok maddesine açıkça aykırıdır. Cehenneme giden son virajdayız. Tarım alanlarımız, doğamız, kültürel varlıklarımız ve yaşam alanlarımız bu yasa ile geri dönülmez şekilde tahrip edilecektir. Hepinizi bu talana 'dur' demeye çağırıyoruz.”

BirGün

BirGün

Benzer Haberler

Tüm Haberler
Animated ArrowAnimated ArrowAnimated Arrow