Talan yasasına karşı mücadele ortak

Haber Merkezi
Meclis’te kabul edilen ve kamuoyunda “işgal yasası” olarak anılan maden yasası, ülke genelinde büyük tepki yarattı. Yaşam savunucuları yasayla birlikte ormanlardan meralara, tarım alanlarından su havzalarına kadar ülkenin dört bir yanı madenciliğe açılacağını söyledi. Akbelen’de, Cerattepe’de ve Kazdağları’nda kömür, metalik ve altın madenciliğine karşı yaşamı savunan yurttaşlar, “Yasa geçti diye mücadele bitmedi” dedi. Direniş hattı ortaklaştı.
Ev ev gezeceklerini, Muğla’da yok edilecek 48 köyü de yanlarına alıp sahada direneceklerini aktaran İkizköy Muhtarı Nejla Işık, “Gözümüz zeytinliklerde olacak. Birlikte, dağılmadan mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
MÜSAADE ETMEYECEĞİZYasayı kabul etmediklerinin altını çizen Işık, “Bu yasa bir dayatmadır, bir diretmedir. Türkiye’nin feryadını duymadılar, bizlerin feryadını duymadılar. Biz mücadelemize devam edeceğiz; yasa geçti diye oturup beklemeyeceğiz. Toprağımızı elimizden almalarına müsaade etmeyeceğiz, koruyacağız. Buna karşı acele kamulaştırma gelecek olursa da köylülerimizi bilgilendireceğiz, gerekirse davacı olacağız” ifadelerini kullandı.
30 yıldır mücadele ettiklerini ifade eden Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan ise “Artvin olarak bu yasadan en çok etkilenecek illerden biriyiz. Dernekte kadınlarla bir toplantı yaptık; tekrar bu maden yasası hakkında konuştuk. Ne yazık ki yasa, yalnızca zeytin yasası gibi algılanıyor. Oysa hepimizi etkileyecek bir yasa bu. Kamuoyunu yeniden bilgilendireceğiz ve mücadeleyi tekrar canlandıracağız” diye konuştu.
YALNIZLAŞILMAYACAKBölge halkı olarak yasayı kabul etmediklerini vurgulayan Karahan, “Bu yasa, insanlık suçu gibi bir şey aslında. Sadece maden ve orman bölgelerini değil, hepimizi ve tüm ülkenin geleceğini ilgilendiriyor. Havamız, suyumuz, toprağımız olmadan yaşayacak bir ülkemiz de kalmayacak. Tüm ülkenin farkında olması ve bu yasaya karşı birlikte mücadele etmemiz gerekiyor” dedi.
“Biz madenin kıyısında yaşayanlardanız” ifadeleriyle sözlerine başlayan Kazdağları Ekoloji Platformu'ndan Füsun Kayra ise şunları söyledi: “İlk tarumar edilecek yerler buralar. Akbelen, Kazdağları, Artvin… Dolayısıyla dayanışmanın ve desteğin buradan büyütülmesi çok elzem diye düşünüyoruz. Bu yönde de akıl ortaklığına gitmeyi isteyen insanlar var, köyler var Türkiye'nin dört bir yanında. Onlarla beraber, ama böyle bir isim koyarak değil; bir arada olarak, birbirimizi tanıyarak, gerçekten yoldaşlık ederek bir yol haritası çizilecek. Yalnızlaşılmayacak, yalnız bırakılmayacak bu mücadelelerde köylüler.”
Bölgede herkesin yasaya karşı öfkeli olduğunu aktaran Kayra, “Herkes çok kızgın ve korkuyor elbette. Çünkü geldiğimiz durum sınırsız bir yetkiyle donatılmış bir MAPEG ve sınırsız yetkiyle donatılmış bir Cumhurbaşkanı. Zaten öyleydi ancak en azından bir madencilik mevzuatı vardı. Bu kapsamda açtığımız davalar vardı, hukuk mücadelesi yürütebileceğimiz alanlar vardı. Yeni yasayla bu mevzuata aykırı durumların hepsi mevzuatın kendisi oldu” ifadelerini kullandı.
Köylülerin kaderleriyle baş başa bırakılmak istendiğine vurgu yapan Kayra, “Yasayla birlikte bu insanlar bir anda tüm geçim kaynaklarını, evlerini, meralarını, ahırlarını, topraklarını kaybedecekler. Yersiz yurtsuz olacaklar ve bu devlet eliyle yapılacak. İnandıkları, güvendikleri, kendilerini koruyacaklarını düşündükleri devletin eliyle, şirketlerle iş birliği yapılarak yapılacak. Ancak elbette mücadele umudunu bitirmemek, yılmamak lazım. Elbette bu kötü günler, bu kara günler geçecek, bu yasalar geri dönecektir” dedi.
BirGün